Yaklaşık olarak 100 yıldır aynı meydandaki havuzun etrafına kurulan bu pazar hala şehrin taze sebze ve meyve ihtiyacını karşılıyor. Pazarda bahçesinde yetiştirdiklerini satan amca ve teyzeler olduğu gibi tarlada pesticide kullanmadan üretilen tazecik sebze ve meyve satanlarda var. Bunun yanında İspanya, Fas'tan gelen ürünlerde ...
Cumartesi günlerini iple çekiyorum ve hep beraber zevkle pazara gidiyoruz. Bir gün öncesinde toplanmış tazecik kabakları eve gelir gelmez incecik doğrayıp balzamik sirke ve zeytinyağı ile yiyoruz. Pazardan sabah sağılmış, üstü bir parmak yağ tutan sütten mutlaka alıyorum ve süt reçeli yapıyorum. Boş şişemizi kendimiz götürüyoruz benim için olduğu kadar Leonardo içinde inanılmaz bir deneyim bu. Haziranda yoğun çilek, temmuzda frambuaz ve frenk üzümü, bektaşi üzümü vardı hepsinden reçeller ve mükemmel tartlar yaptım. Şimdilerde kavun ve erik bol. Yuvarlak eriklerin Kanuni Sultan Süleyman tarafından Fransa kralı François I' e hediye olarak gönderildiğini ve sonrasında bu ülkede üretilmeye başlandığı öğrenince çok şaşırdım. Kralın eşi çok beğenince adı eriğe verilmiş "Reine de Claude" Kraliçe Claude'un erikleri...
Sebzelerde pesticide kullanılmadığı nasıl mı anlıyorum, üzerinde gezen salyangoz yada kurtçuklardan! Eskiden olsa almayacağım ürünleri çevre bilincim geliştikten sonra nerdeyse üzerinde hayvancıkları severek, öperek alıyorum. Ayrıca hepsi Leo için büyük keşif.
Pazar hakikaten herkesin buluşma yeri aynı zamanda piyesler oynanıyor, müzik çalınıyor hatta belediye başkanı sık sık gelip muhtemelen nabız yokluyor! Tazecik fesleğenler, naneler, tarhunlar arasında sarhoş oluyoruz. Burada çiftlik tavukları, ördekleri, balıklar, yumurtalar, peynirler herşeyi bulmak mümkün hemde üreticisinden en kaliteli ve lezzetli haliyle. Bu anlamda İstanbul'daki pazarlardan çok farklı ürün kalitesi ve hijyenden eminsiniz. Bana aynı heyecanla gittiğim Feriköy ekolojik pazarını hatırlatıyor ama burda malesef gözlemeci kadınlarım yok onun yerine çin börekleri yapan Singapurlu kadın, Girit mezeleri satan Yunanlı var.
Sağlıklı olmak için sebze meyve yemek gerekirken pesticide barındırmaları halinde zehire dönüşmeleri gayet paradoksal ve günümüzün en büyük problemi. Ekolojik ürünlere her zaman ulaşmak mümkün olmuyor ve hala daha pahalılar. Bu nedenle üzerinde salyongoz bulunan delik deşik sebzeler, meyveler makbulümüzdür.
Pesticide: Toprakta zararlı otların yetişmesini ve ürünlerin böceklenmesini önlemek için kullanılan sağlığa son derece zararlı, kansorejen tarım ilaçları. Bir çok tarım ilacı yasak olmasına rağmen hala el altından İspanya'dan temin ediliyor. Avrupa Birliği üyeleri arasında sınır kontrolü kalmadığı için Fransız bir köylü gidip İspanya'dan alıp kullanabiliyor. Yakalanmaları halinde ağır cezaları var ise de tamamen önlemek mümkün değil. Özellikle çiğ yenen salatalık, domates ve benzeri ürünlerde kullanımı yasak. İspanya malı turfanda elma irisi çilekler oğlumda alerji yapıyor bu görünen sonucu diğer sonuçları yıllar içinde göreceğiz.
Bu nedenlerle her zaman emin olduğunuz sebze ve meyveleri alın üşenmeyin cumartesi Feriköy ekolojik pazarına yada pazar günleri kurulan İnebolu pazarına gidin. Özellikle Feriköy pazarında ekolojik ürünlerle yapılmış mis gibi kahvaltı etme, gözleme yeme şansını kaçırmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder