Turist olarak ilk Paris'e gelişim 1999 yılındaydı ki sonrasında bir Paris’liyle evlenince en az 30 kere de gelebilme ve her defasında yeni bir şey keşfedebilme sansına sahip olabildim. Ardından taşınmamızla beraber neredeyse iki yıldır Fransa'da yerleşiğim. Hala ayda en az bir kere gidip halen turist olmanın keyfini çıkarıyorum. "Paris is always Paris" her mevsim ayrı güzel çikolata renkli şarkici Nat King Cole' un yumuşak sesiyle 'I love Paris in the summer, I love Paris in the fall etc" her kösesinde güzellikler saklı tarih, sanat, moda, yaşam dolu biraz yaslanmış ama hala flörtçü bir kadın şehir.
Bu rehberi bir arkadaşımın Paris'e gelip menüden en anlayabildiği "steak tartare" steak İngilizce biftek eh buda fena birsek değildir diye ısmarlayıp tabi ki gelen şeyi yiyememesiyle, bir diğer tanıdığımın "soupe au cochon" ha bu çorbadır diyip içinde domuz burnu yüzen çorba ile dehşete kapılması üzerine hazırlamaya karar verdim. Ha unutmadan steak tartare çiğ kıymanın yanına çiğ yumurta, çeşitli baharatlar eşliğinde masaya gelen ve tüm elemanların karıştırılıp çiğ yenen bir özel yemektir ancak sadece meraklısına!! Ha benimde bir hikayem var, ilk geldiğim zamanların birinde güzelim Paris sabahında, kırmızı ağırlıklı dekore edilmiş bistrolarin birinde kahvaltıda "tartine" ısmarladım. "Tart" nedir biliyorum ya lezzetli bir tatlı beklerken bir çeyrek yarım baget ekmek üstü tereyağ ile kala kaldım. Fransızlar kadar tereyağı yiyen başka bir millet var mi bilmiyorum tereyağlı ekmeği şereflendirilerek "tartine" adını vermişler. Gerçi kahveye batırılıp yenince mis tereyağlı ekmek hakikaten ayrı bir isim almayı hak ediyor. Eminim sizinde bir sürü böyle anınız vardır yada olacaktır!! Gerçi bu yaşananlar da gezinin bir parçası ise de gelin ben size biraz yardımcı olmaya çalışayım.
1 yorum:
Paris`e bayilirim :-))
Yorum Gönder