Bu sene ilkbahar yok buralarda sizde nasil bilmem? Bir zamanlar yagmur yaginca evden cikmayan buyusehir insanlarindandim! simdi ise yagmur esliginde piknik, yuruyus, bahce isleri keyfimizi kacirmadan itinayla yapilir. Okul tatil olunca persembe gunu piknik yapmak icin Vauville botanik bahcesine yola cikip yagmur yaginca sadece kasabayi biraz gezip, piknigi deniz kenarinda arabada yapmak zorunda kaldik. Hayir keyif kacirmak yok oradan Titanik sergisine gittik o baska postta. Vauville botanik bahcesini ucuncu ziyaretimizdi ama kasabayi hic gezmemistik. Evlerinin onunden kucuk dere akan cok sevimli tas evlerden bir kasaba cikti karsimiza. Leonardo icin oyun alani cok iki ayakli bir sukusu olarak atlama, ziplama, tirmanma, annesi fotograf cekme cicekleri inceleme faaliyetlerini yerine getirdi.
|
kedi otu |
|
butuk cicekli clematit |
|
dam koruklari icin sahane bir duzenleme |
|
evlere minik koprulerden gecip girilebiliyor |
|
solda mor salkim arkada clematit'ler sagda incir agaci sahane ucleme |
|
duvar araligi sebboylari |
|
duvar araliklarinda minnacik toprakla yetisen can cicekleri |
|
euphorbia bitkisi |
|
euphorbia characias wulfenii |
Yemek pisirme faaliyetlerine devam. Iki ay once yaptigim turunc sarabimi suzdum bir ay daha uyuyacaklar simdi. Bu aralar dogada taze kayin yapraklarini farketmemeniz mumkun degil. Acik ve parlak yesil tonlariyla diger agaclar arasinda size gulusuyorlar. Kayin yapraklarini salatalarda kullanabilirsiniz. Bir de likorunu yapabilirsiniz. Bir koca torba kayin yapragini 10 gun votka yada cin icinde beklettikten sonra sekerle bir surup yapin ekleyin. 6 ay daha beklesin kisa hos kayin yapragi parfumlu iceceginiz hazir.
|
kayin yapragindan likor |
Bu aralar cok hasta oldum bildiginiz gibi, bos duramayan bir insan olarak 20 sene sonra tig isi ile para cantasi yaptim, gururla sunarim:)
Haftasonu blog dostlarimdan
Zeynep, melek kizlari ve esiyle ziyaretimize geldi. Ne kadar mutlu olduk anlatamam. Lara ile Leonardo birbirlerine kartpostal yolluyorlardi boylece kaynasma firsati buldular. Gecen sene Istanbul'a gittigimide tesaduf eseri Zeynep ile havaalaninda karsilasmistik ama ucaga yetisecegimiz icin sohbet etme firsatimiz olmamisti. Bu sefer tadini cikardik, onlara yemek pisirebilme firsati bulabildim. Bu guzel pazar gunu için çok tesekkurler yeniden.
|
sagdaki Sokrates heykeli |
Istanbul'a gittigimde çok fazla yemek yapmadim. sadece sevdigim dostlarim için mevsimin gelmisken çagla ile kisir yaptim ve rokali pesto sosa çaglada koydum. Cagla'nin eksisi ozellikle bir gun beklemis kisirda lezzet patlamasi yapti. Rokanin acisiyla çaglanin eksisi birbirine cok yakisti tavsiye ederim.
Bu hafta sonu Mousette yengeclerinin son gunleriydi. Boylece Zeynep'lere tattirabilme imkani bulabildim. Buraya ozgu bu yengecleri kisa bir donem yiyebilme imkanimiz var, ozelligi kabuklarinin yumusakligi ve kolayca yenmesi tadi çok lezzetli. Diger zamanlarda daha buyuklerini ceviz kiracagi ile yiyebilmek mumkun. Yengec bu bolgenin ana besinlerinden yuzlerce yildir insanlar yiyor.
Autrement Gourmand menusunde samfistikli, kayisili kuzu but vardi. Sam fistiklari ete bir bicak yardimiyla gomulur.Uzerine tereyagi ile sivanir ve bberiye dallari sIkIstirilir. 180 derecelik firinda 50/70 dk arasi pisirilir etin buyuklugune bagli olarak. Son 20 dk 100 gr tereyagi ile 2 yemek kasigi bal karistirilir ve firindan cikardiginiz butun ustune yayilir. Suda beklemis kayisilar kenarina dizilir. Tuz ve kararbiber serpilir. Bir 15 dk daha pisirilir. Tekrar firindan cikarip ustu firin kagidiyla kaplanir 5 dk daha pisirilir. Firin kapatilip kapagi aralik birakilarak servis zamanina kadar icinde dinlendirilir.
|
evden ciktiktan sonra ana yola cikana kadar karsimiza atlar, tavsanlar, tilkiler cikiyor:) |
Bir okuyucum bloga devam edip etmemeyi sorguladigim su gunlerde bana bir email yazmis. "Hayatima mutluluk kattiginiz icin tesekkur ederim." Ben olumsuz yorumlardan etkileniyorum. Bu blogun verdigi mesajlar oyle bir derdi olmamasina ragmen sade, dogayla icice, insani ustun goren degil bir butunluk icinde degerlendiren yemek konusunda biraz oburca. Aslinda sohbet edip araya iki tarif sikistiran keyif aldigim seyleri paylasmam uzerine kurulu. Fotograflarda ki isik fazlaligi bakmayi bilmeyen gozler icin sasaaya yol aciyor tahminim. Fotograflara baktiginizda, yazilardan, benim hayata bakisimi anlayabilirsiniz onlari illaki adlandirmam gerekmiyor. Adlandirmayinca bir kisim entellektuel kadinlarin algilama problemi yasadigini hayretle gordum. Evet ekologistim, dogaya, hayvanlara saygiliyim ve insani diger varliklardan ustun gormuyorum. Yemek yemeye, pisirmeye, bitkilere cok merakliyim ve hep boyleydim. Slow food hareketini kendime yakin buluyorum. Geleneksel degerlere, yemeklere sahip cikilmasi, bilginin transferi, korunmasi, yazilmasi ve gelecek nesillere aktarilmasina onem veriyorum. Turkce bilgi azligi malum kendimce bu aciga katkida bulunuyorum. Hayatiniza mutluluk katmak icin yaziyorum sirf bu bile beni çok mutlu ediyor. Mutlu oldugunuz surece ben buradayim sevgili okur/arkadaslar...