"un enfant ne peut pas vivre pour faire plaisir a ses parents"
Françoise Dolto çocuk, bebek psikolojisinde bilinenleri tersine çeviren devrim yapmış bir bilim adamı ve herhalde en çok hayranlık duyduğum insan. Bu ilginç kadın bebeklerin fetüs iken ve doğuktan sonra hayatı algıladıklarını ve anladıklarını idda etmiş ve kanıtlamıştır. Ondan önce bebeklerin beşikte yatan patatesler olduğuna inanılıyordu.Yaptığı terapi seansları sonucu problem yaşayan pek çok çocuğun bebeklik döneminde yaşadıklarından etkilendikleri ve yaşanan travmaları unutmadıklarını göstermiştir. Seyrettiğim belgesellerde beni en çok etkileyenler terk edilmiş ve yuvaya uyum sağlamayan bebeklerle hemşirelerin günce 1 saat konuşmasını sağlamakmış. Özellikle anlatılan bir örnekte minik bir bebek yuvaya geldiğinden beri sürekli ağlıyor, yemek yemeği ve uyumayı red ediyormuş, Françoise bebekle sürekli konuşarak annesinin onu çok sevdiğini ama başa çıkamadığı şartlar dolayısıyla daha iyi bakılacağı için yuvaya bırakıldığını anlatmış, ona çok iyi bakılacağını ve çokta sevileceğini özel bir bebek olduğunu tekrarlayıp durmuş sonuçta bebek önce yemek yemeğe, sonra düzenli uyumaya ve günün birinde gülücükler dağıtmaya başlamış. Günde 1 saatlik konuşma bebeklerin üzerinde çok olumlu etki yapmış. Bebeklerin özellikle anneleri tarafından dokunulmaya, büyük insanlarmış gibi konuşulmaya ihtiyacı olduğu ve eebklerin unutmadıklarını artık onun sayesinde biliyoruz.
François Dolto bebekken çok hastalanmış ve bir gece doktor annesine muhtemelen bu gece bebeğin sabahı göremeyeceğini söylemiş. Annesi onu sabaha kadar göğsünde sıkı sıkı tutmuş ve bebek françoise ölmemiş ve bebekleri anlamaya doğru yapacağı çalışmaların çıkış noktası bu olay olmuş.
Françoise Dolto 1908-1988 pediatr ve psikanalisttir özellikle çocuklara uyguladığı psikanalizle öncü olmuştur. Simon Beauvoir'dan etkilenmiştir. Lacan'la beraber çalışmıştır. Çocukları birey olarak aileden ayrı algılar ve çocuklar dünyaya anne ve babalarını memnun etmek için gelmemişlerdir diyerek bence son derece çarpıcı bir yorum yapar. Bugün fransa'da çocuk eğitiminde etkisi çok büyüktür. Maisons Vertes'ler (yeşil evler)kurmuştur bugün hale çeşitli kurum, kuruluşların finansmanı ile devam etmektedir. Bu evler anne, baba, büyükanne, büyükaba, bakıcı ve çocuklar için kurulmuştur. Kreş yada bebek bakım evi değildir. Bebklerin, çocukların ve ailelerinin sosyalleşebileceği ortamlardır. Bu anlamda izole olan yada problemli bebekleri olan herkesin can simididir. Ben ve Leonardo'ya ilaç gibi gelmiştir. Her çarşamba sabahı gidiyoruz son model oyuncaklar son derece nazik iki görevli ile başka çocuklar ve anneleri, babaları, bakıcıları. Bugün 10 çocuk vardı. Bu çocuklardan biri akdeniz anemisi bir diğerinde gelişme geriliği olduğudan yaklaşık 2 yaşında olmasına rağmen, yürüyemiyor, konuşamıyor ve sürekli kineterapiye giderek kas gelişimi uyarılmaya çalışılıyor, kafasından kocaman gözlükleri vardı. Diğer çocukların hiç bir sorunu yoktu koşturup her oyuncakla oynamaya çalışmak dışında. Buranın kuruluş amacına uygun olarak tüm bebekler, çocuklar olduğu gibi kabullenilmişti, herkes birbirine ve diğer çocuklara nazik ve anlayışlıydı. Gerçek dünyaya hazırlık yeri. Sağolasın Dolto...Birkaç kitabı türkçeye çevrilmiş olan bu kadını keşfedin önce kendiniz sonra minik yavrularınız için.
Fransız televizyonunda okullardaki sorunlu çocuklara ne yapılabileceğine ilişkin bir belgesel seytettim. Sorunlu çocuklardan biri Fransa'da yaşayan bir işçi çocuğuydu. Derslerini yapmıyor diğer öğrencileri tartaklıyor ve okulu asıyordu. Babyı okula çağırığ çocukla beraber görüşmeye aldılar. Baba yetkililerin ve kameranın önünde oğlum niye böyle yapıyorsun evladım ben kimin için sizin için çalışıyorum okuyun benim gibi olmayın diye konuşuyor arada türkçe "bak dinlemem alırım bunların önünde seni ayağımın altına, s.kerim kafanı ve daha ağza alınmadık binbir küfür ediyordu. Bu kısımları çevirmediler dehşet içinde kulaklarıma inanamayarak dinledim. Sonunda haftada bir kaç gün çocuğun birer saat babasıyla birlikte fabrikaya gitmesinde karar kıldılar okumaz ise onu ne tür bir yaşam bekleyeceğiniz görmesi için. Sorunlu çocuklara yardım değil beni etkileyen babanın çocuğa yaklaşımıydı yani kimbilir evde çocuk nasl muamele görüyor normal olması zaten beklenemez. Aradaki uçurum çok büyük dolayısıyla Dolto gibi çocuğa anlamaya çalışan ve ayrı bağımsız bir varlık olarak değerlendiren bakışla, çocuğu güdülecek, mutlak hakimiyet alanında obje sayan yaklaşım iki zıt uç ve yakın zamanda da kapanmayacak gibi gözüküyor.
François Dolto bebekken çok hastalanmış ve bir gece doktor annesine muhtemelen bu gece bebeğin sabahı göremeyeceğini söylemiş. Annesi onu sabaha kadar göğsünde sıkı sıkı tutmuş ve bebek françoise ölmemiş ve bebekleri anlamaya doğru yapacağı çalışmaların çıkış noktası bu olay olmuş.
Françoise Dolto 1908-1988 pediatr ve psikanalisttir özellikle çocuklara uyguladığı psikanalizle öncü olmuştur. Simon Beauvoir'dan etkilenmiştir. Lacan'la beraber çalışmıştır. Çocukları birey olarak aileden ayrı algılar ve çocuklar dünyaya anne ve babalarını memnun etmek için gelmemişlerdir diyerek bence son derece çarpıcı bir yorum yapar. Bugün fransa'da çocuk eğitiminde etkisi çok büyüktür. Maisons Vertes'ler (yeşil evler)kurmuştur bugün hale çeşitli kurum, kuruluşların finansmanı ile devam etmektedir. Bu evler anne, baba, büyükanne, büyükaba, bakıcı ve çocuklar için kurulmuştur. Kreş yada bebek bakım evi değildir. Bebklerin, çocukların ve ailelerinin sosyalleşebileceği ortamlardır. Bu anlamda izole olan yada problemli bebekleri olan herkesin can simididir. Ben ve Leonardo'ya ilaç gibi gelmiştir. Her çarşamba sabahı gidiyoruz son model oyuncaklar son derece nazik iki görevli ile başka çocuklar ve anneleri, babaları, bakıcıları. Bugün 10 çocuk vardı. Bu çocuklardan biri akdeniz anemisi bir diğerinde gelişme geriliği olduğudan yaklaşık 2 yaşında olmasına rağmen, yürüyemiyor, konuşamıyor ve sürekli kineterapiye giderek kas gelişimi uyarılmaya çalışılıyor, kafasından kocaman gözlükleri vardı. Diğer çocukların hiç bir sorunu yoktu koşturup her oyuncakla oynamaya çalışmak dışında. Buranın kuruluş amacına uygun olarak tüm bebekler, çocuklar olduğu gibi kabullenilmişti, herkes birbirine ve diğer çocuklara nazik ve anlayışlıydı. Gerçek dünyaya hazırlık yeri. Sağolasın Dolto...Birkaç kitabı türkçeye çevrilmiş olan bu kadını keşfedin önce kendiniz sonra minik yavrularınız için.
Fransız televizyonunda okullardaki sorunlu çocuklara ne yapılabileceğine ilişkin bir belgesel seytettim. Sorunlu çocuklardan biri Fransa'da yaşayan bir işçi çocuğuydu. Derslerini yapmıyor diğer öğrencileri tartaklıyor ve okulu asıyordu. Babyı okula çağırığ çocukla beraber görüşmeye aldılar. Baba yetkililerin ve kameranın önünde oğlum niye böyle yapıyorsun evladım ben kimin için sizin için çalışıyorum okuyun benim gibi olmayın diye konuşuyor arada türkçe "bak dinlemem alırım bunların önünde seni ayağımın altına, s.kerim kafanı ve daha ağza alınmadık binbir küfür ediyordu. Bu kısımları çevirmediler dehşet içinde kulaklarıma inanamayarak dinledim. Sonunda haftada bir kaç gün çocuğun birer saat babasıyla birlikte fabrikaya gitmesinde karar kıldılar okumaz ise onu ne tür bir yaşam bekleyeceğiniz görmesi için. Sorunlu çocuklara yardım değil beni etkileyen babanın çocuğa yaklaşımıydı yani kimbilir evde çocuk nasl muamele görüyor normal olması zaten beklenemez. Aradaki uçurum çok büyük dolayısıyla Dolto gibi çocuğa anlamaya çalışan ve ayrı bağımsız bir varlık olarak değerlendiren bakışla, çocuğu güdülecek, mutlak hakimiyet alanında obje sayan yaklaşım iki zıt uç ve yakın zamanda da kapanmayacak gibi gözüküyor.
5 yorum:
Çocukları anlamak ne kadar önemli değil mi Beste? Hep en iyi şekilde yetiştirmeye çalışırken ne çok hata yapıyoruz.
Evet çok önemli ve ben oğlum için kara kara düşünüyorum ne yapmayalıyım diye.Hassas bir oğlan onu hayata nasıl hazırlamalıyım başkalarını haklarını saygılımı yoksa kendi hakkını ne pahasına olursa olsun koruyan mı? Daha cevap bulabilmiş değilim.Ya hata yaparsam ?
`çocuklar dünyaya anne ve babalarını
memnun etmek için gelmemişlerdir`
*
her cumlesi guzel bir yazi olmus, babanin cocuguna ettigi kufurler benim de kanimi dondurdu,,
boyle eski bir yazim okununca cok mutlu oluyorum:) kesinlikle bu soz benim de siarim oldu! Turk cocuklari, tum eziyet goren cocuklari dusununce yutkunamiyorum bile...
Alt katıma yeni taşınan bekar hanım oğluna nasıl kötü davranıyor anlatamam! Her akşam 18.30 civarı psikoza giriyor ve feci şiddette sözler sarfediyor, tabi ki çığlıklarla! Çocuk bir hayalet gibi.. Sonunda okulundaki rehberlik hocasına durumu haber vermeye karar verdim, umarım doğru karardır. Çok üzücü. Kadına da çok olumsuz duygularım birikti, halbuki onun da çok yardıma ihtiyacı var. Zor bir durum.
Yorum Gönder