Acıdan sonra zevk gelir...
Her ne kadar kalıcı bir zararı olmasa da acı tadı aldığımızda vücudumuzun ilk tepkisi savunma, terleme , nabız artışı, dil yanması ve hatta gözyaşları! Sonrasında acı sonrası yaşanan rahatlama tabiki devreye giren endorfin sayesinde! Endorfin vücudun ürettiği morfine en yakın ağrı kesici. Sonuç olarak uçuyorsunuz, kafanız iyi oluyor hemde ne kadar çok acı yerseniz o kadar çok ! Acıyı en çok tüketen ülkeler Tayland, Hindistan ve Meksika dünyada. Bu üç ülke mutfaklarının Avrupa ve Amerika'ya etkisiyle acı yenme oranı dünyada da artmış bulunuyor. Önceleri patates cipslerini acı salsa sosa batırırken ve köri yemeğe çalışırken şimdilerde acı soslu yemekler daha çok yenir olmuş. Acı sos üreticisi Tabasco daha yenebilir soslar üretirken şimdilerde ürün gamında acı oranını arttırmış. İngiltere merkezli Tesco süpermarketi sebze reyonunda dünyanın en acı biberini satmaya başlamış "Dorset Naga" bu acı biberi koklamak bile yakıyor, keserken dahi eldiven giyilmesi öneriliyor. Hatta çocuklara satılması yasak! İçindeki acı oranı 1.6 ünite ki acı biber spreylerinde bu oran 2 ünite! Bu biber Bangladeş'te üretiliyor ve dünyaya bir ingiliz firması tarafından satılıyor. Acılık oranı macho kültürün yan etkisi ne kadar dayanıklıysanız o kadar acı yiyebilirsiniz. Dünya acıyı keşfetmiş durumda her ne kadar acı manyakları acılık oranını gün be gün arttırsa da acılı çikolata şu aralar çok moda. Acı maddesinin bilimsel adı capsaicin bu madde dilin diğer tadları algılamasını arttırıyor yani yeni tadları algılamaya meraklı gurmelere iyi haber. Acılık oranı bir süre sonra sizi kesmemeye başlıyor ve oranı arttırıyorsunuz, hatta kokain ile acı biber tozunu karıştırıp burnuna çekenler mevcutmuş ben "The Economist" dergisinin yalancısıyım. Acı biber kullanımı bağımlılık oluşturuyor ancak diğer uyuşturuculardan farkı fiziksel bağımlılık yaratmıyor, fazla alındığında kontrolünüzü kaybetmiyorsunuz ve alınmaması halinde depresyona girmiyorsunuz. Ayrıca bağımlılar ne kadar kullanırlarsa daha fazla istemelerine rağmen acıda kendiniz iyi hissetmeniz için almanız gereken günlük doz yok!
Gelelim tıbbi faydalarına, remotoid artrit, multiple sclerosis, kemoterapi hastalarının vücudunun acı çekmesini engelliyor. Botox' a alternatif olarak kullanılabiliyor. Yemek borusu mukozasını ve mideyi tahriş ettiği söylense de son yapılan araştırmalarda mideye bir boru yardımıyla doğrudan acı verilmesine rağmen herhangi bir hastalığa yol açmadığı görülmüş, her ne kadar mide kanseri acıyı çok kullanan Meksika'lılarda çok görülsede arada bağlantı kurulamamış başka nedenler olması lazım.
Acıyı sadece insanlar yiyebiliyor, diğer memeliler için doğada acı zehirin ifadesi onun için uzak duruyorlar. Deneylerde farelere acı yedirmeyi başaramamışlar köpek ve maymunlarda çok az bir başarı sözkonusu. Acı yemek gençler arasında da gözde daha önce söylediğim gibi macho kültüre ait. Tehlikeli gözüken ve acı veren birşey yapmak için acı yemek ancak kalıcı bir hasarı olamayacağını bilerek. Üstelik endorfin üretmesi de cabası ancak dikkat sakın gözünüze sürmeyin!
Her ne kadar kalıcı bir zararı olmasa da acı tadı aldığımızda vücudumuzun ilk tepkisi savunma, terleme , nabız artışı, dil yanması ve hatta gözyaşları! Sonrasında acı sonrası yaşanan rahatlama tabiki devreye giren endorfin sayesinde! Endorfin vücudun ürettiği morfine en yakın ağrı kesici. Sonuç olarak uçuyorsunuz, kafanız iyi oluyor hemde ne kadar çok acı yerseniz o kadar çok ! Acıyı en çok tüketen ülkeler Tayland, Hindistan ve Meksika dünyada. Bu üç ülke mutfaklarının Avrupa ve Amerika'ya etkisiyle acı yenme oranı dünyada da artmış bulunuyor. Önceleri patates cipslerini acı salsa sosa batırırken ve köri yemeğe çalışırken şimdilerde acı soslu yemekler daha çok yenir olmuş. Acı sos üreticisi Tabasco daha yenebilir soslar üretirken şimdilerde ürün gamında acı oranını arttırmış. İngiltere merkezli Tesco süpermarketi sebze reyonunda dünyanın en acı biberini satmaya başlamış "Dorset Naga" bu acı biberi koklamak bile yakıyor, keserken dahi eldiven giyilmesi öneriliyor. Hatta çocuklara satılması yasak! İçindeki acı oranı 1.6 ünite ki acı biber spreylerinde bu oran 2 ünite! Bu biber Bangladeş'te üretiliyor ve dünyaya bir ingiliz firması tarafından satılıyor. Acılık oranı macho kültürün yan etkisi ne kadar dayanıklıysanız o kadar acı yiyebilirsiniz. Dünya acıyı keşfetmiş durumda her ne kadar acı manyakları acılık oranını gün be gün arttırsa da acılı çikolata şu aralar çok moda. Acı maddesinin bilimsel adı capsaicin bu madde dilin diğer tadları algılamasını arttırıyor yani yeni tadları algılamaya meraklı gurmelere iyi haber. Acılık oranı bir süre sonra sizi kesmemeye başlıyor ve oranı arttırıyorsunuz, hatta kokain ile acı biber tozunu karıştırıp burnuna çekenler mevcutmuş ben "The Economist" dergisinin yalancısıyım. Acı biber kullanımı bağımlılık oluşturuyor ancak diğer uyuşturuculardan farkı fiziksel bağımlılık yaratmıyor, fazla alındığında kontrolünüzü kaybetmiyorsunuz ve alınmaması halinde depresyona girmiyorsunuz. Ayrıca bağımlılar ne kadar kullanırlarsa daha fazla istemelerine rağmen acıda kendiniz iyi hissetmeniz için almanız gereken günlük doz yok!
Gelelim tıbbi faydalarına, remotoid artrit, multiple sclerosis, kemoterapi hastalarının vücudunun acı çekmesini engelliyor. Botox' a alternatif olarak kullanılabiliyor. Yemek borusu mukozasını ve mideyi tahriş ettiği söylense de son yapılan araştırmalarda mideye bir boru yardımıyla doğrudan acı verilmesine rağmen herhangi bir hastalığa yol açmadığı görülmüş, her ne kadar mide kanseri acıyı çok kullanan Meksika'lılarda çok görülsede arada bağlantı kurulamamış başka nedenler olması lazım.
Acıyı sadece insanlar yiyebiliyor, diğer memeliler için doğada acı zehirin ifadesi onun için uzak duruyorlar. Deneylerde farelere acı yedirmeyi başaramamışlar köpek ve maymunlarda çok az bir başarı sözkonusu. Acı yemek gençler arasında da gözde daha önce söylediğim gibi macho kültüre ait. Tehlikeli gözüken ve acı veren birşey yapmak için acı yemek ancak kalıcı bir hasarı olamayacağını bilerek. Üstelik endorfin üretmesi de cabası ancak dikkat sakın gözünüze sürmeyin!
2 yorum:
Verdiğin bilgiler güzel bundan sonra acı yiyelim ama tatlı konuşalım,
Evet iyi fikir:) Bu arada "nefes" ne zaman yayın hayatına başlayacak?
Yorum Gönder