28.02.2011

Jacques Prévert'in evinde bir pazar gunu, Omonville-La-Petite/ Normandiya


Minik bir koydeyiz adi Kucuk Omonvil. Avuc ici kadar meydaninda, bir kilise ve Jacques Baba'nin evini gosteren tabela var.
Gunun onemi sekizinci evlilik yildonumumuze denk dusen siir okuma gunu. Tema: Deniz, ask ve olum. Bir yuzyil farkla nerdeyse karsilikli kiyilarda yasamis iki buyuk sairin capraz okumalari. Jacques Prévert son alti yilini bu kucuk koyde Mans kiyisinda gecirmis, Victor Hugo surgunde oldugu karsi kiyi adasi Guernesey'de.





mimoslar acmis, adalara gitme zamani Istanbul'da:)
Kamelyasiz olmaz!
Normandiya tematik resmi inekler ancak bunlar Norman cinsi degil sanirim Salers'ler. Her gordugumde aa inek diye sevindigim buralilarin bir turlu anlayamadigi bir saskinlik hali:) sabah evden cikinca minik koy yolunda yol verdigim atlilar, traktorlere bayiliyorum ben...
Baba'nin evi, bahcesini kendi elleriyle olusturmus, merakla nerdeyse nefesimi tutarak iceri giriyorum. Unlulere vs degil ama yazarlara hayranimdir ben, yanlarinda heyecanlanirim.
Kiyisinda otursak biraz nasiplenirmiyiz yetenekten...
somine detay


Kedisiz sair olmaz :) sevmek icin baska bir neden daha.

Manolya agaclariyla cevrili arka avlu ve heykel


Sairin calisma odasi, davetsiz gelmis gibi cekingenim. Izin alip fotograf cekiyorum ama yine de icim rahatsiz, ozelini rahatsiz ediyor gibiyim. Torunuyla cekilmis fotografi cok guzel ve duygu yuklu.

Calisma masasi uzun ve detaylarina bakmaya doyamiyorum. Sade evet ayni kendisi gibi. Jacques Prévert siirlerini yayinladiginda agdali edebiyat gelenegi hakim ve siirlerini basit buluyor edebiyat cevreleri kaale almiyor. Sonradan basit gorunen siirlerin anlamli katmanlari kesfediliyor. Ben 19 yasindayken fransiz siirlerini fransizca okuyabilmek icin bir kac kur fransiz kulture gitmistim ancak cok zor geldiginden birakmistim. Hayat bana ikinci imkani sundu ve simdi bu keyfi yasayabiliyorum. Hala Jacques baba'nin siirlerini okuyunca aglarim hele bir tanesi var ki; Sabah kahvaltisi diye Turkceye cevrilmis, online cevirleri icin asagida link verdim. Kendim cevirme densizliginide yapacak degilim.

kalemtrasa dikkat
Usta anca koca bir masaya sigdirabilmis zengin ruhunu

Sairin odasindan gorulen manzara, tavuklar, kamelyalar, tas evler ve mimosa agaci o genis hayalgucuyle kimbiler daha neler goruyordu.

Pikasso'nun yaptigi Prévert portresi.
Evde sanatcinin fotografci arkadaslari tarafindan cekilmis sayisiz portresi vardi. O kadar ilginc bir yuz yada fotografcinin bakisina ve yonlendirmesine gore degisen ayni adamin cesitli yuzleri. Ortak ozellik agzindan dusurmedigi sarma sigarasi. Fotografin sanat sayilip sayilmayacagi tartismalari yapildigi gunler. Jacques Prévert cektirdigi anlamli portrelerle bu tartismalarda safhini tutmus ve sanatci arkadaslarini desteklemistir. O antikonformismin onculerindendir. Sayisiz sarki yazmistir. Film muziklerine sozler yazdigi gibi bir suru senaryoda yazmistir. Son derece aktif bir yazardir, arkadaslari donemin yazarlari, ressamlaridir. Askerligini Istanbul'da yapmistir. Hakkinda yazilacak daha cok sey var ama baska bir yaziya diyelim.
Cicek siiri en guzel yerde bahcede sergileniyor

Evin etrafinda Jacques Prévert tarafindan yaratilan bahcedesiniz, gezinti yapmakta, durup hayallere dalmakta serbestsiniz...





Il a mis le café

Dans la tasse

Il a mis le lait

Dans la tasse de café

Il a mis le sucre

Dans le café au lait

Avec la petite cuiller

Il a tourné

Il a bu le café au lait

Et il a reposé la tasse

Sans me parler



Il a allumé

Une cigarette

Il a fait des ronds

Avec la fumée

Il a mis les cendres

Dans le cendrier

Sans me parler

Sans me regarder



Il s'est levé

Il a mis

Son chapeau sur sa tête

Il a mis son manteau de pluie

Parce qu'il pleuvait

Et il est parti

Sous la pluie

Sans une parole

Sans me regarder



Et moi j'ai pris

Ma tête dans ma main

Et j'ai pleuré


Meyvelitepe haber verdi bu siirin tam 7 farkli cevirisinin oldugu bir site var internette. sabredip okursan 25'inci sayfada demis beni ne kadar iyi taniyor hakikaten ben bakmistim sonra sikilip bitirmedim o siteyi:) Siir cevirmenin ne kadar zor oldugunu bir kere daha gormek icin gayet ilginc bir calisma. En begendigim iki ceviriyi buraya kouyuorum birisi zaten hep begendigim Tahsin Sarac'tan digerini tanimiyorum Mustafa Durak'tan. Siteye giris icin tiklayiniz
.http://www.scribd.com/doc/29269896/Jacques-Prevert-in-Sabah-Kahvalt%C4%B1s%C4%B1-%C5%9Eiiri-ve-Tukce-Cevirileri

KAHVALTI
Fincana
Kahveyi koydu

Kahveye

Sütü koydu

Sütlü kahveye

Şekeri koydu

Kaşıkla

Karıştırdı

Sütlü kahveyi içti

Fincanı yerine koydu

Benimle konuşmadan

Bir sigara

Yaktı

Dumanlarıyla

Halkalar yaptı

Külleri

Kül tablasına döktü

Benimle konuşmadan

Yüzüme bakmadan

Yerinden kalktı

Şapkasını

Başına koydu

Yağmurluğunu

Sırtına geçirdi

Yüzüme bakmadan

Hiç konuşmadan

Yağmur yağıyordu

O yağmurda

çekip gitti

Ben de

Kapatıp avuçlarımı yüzüme

Ağladım ağladım.
çeviri: Tahsin SARAÇ

SABAH KAHVALTISI

Koydu kahveyi


Fincana

Koydu sütü

Kahvenin içine

Koydu şekeri

Sütlü kahveye

Küçük kaşıkla

Karıştırdı

İçti sütlü kahveyi

Ve bıraktı fincanı

Konuşmadan benimle

Yaktı

Bir sigara

Halkalar yaptı

Dumanıyla

Döktü külleri

Kül tablasına



Konuşmadan benimle

Bakmadan bana

Kalktı

Geçirdi

Şapkasını başına

Giydi

Yağmurluğunu

Yağmur yağıyordu çünkü

Ve gitti
Yağmurda


Tek söz etmeden

Bakmadan bana

Ve ben aldım

Başımı elime

Ve ağladım.



çev: Mustafa DURAK (43




15 yorum:

Narince dedi ki...

Çok şanslısın Beste, azıcık da bize bulaşsa, uzaktan olmaz di mi?

Leylak Dalı dedi ki...

Sevgili Beste,
Öncelikle çok teşekkürler, bu post bana o kadar iyi geldi ki. Prevert'i nasıl severim. Aynen sizin gibi şiirlerini ana dilinden okuyabilmek için-sırf o nedenle-Fransızca öğrenmek istemiştim. Hala da aklımın bir köşesinde mevcut bu konu. Ben de sizin gibi ünlü taifesinin sadece yazar kısmından etkilenirim ve şu evi sizinle gezebilmek için neler vermezdim. Yine de sayenizde en azından fotoğraflarla gezdim, hem de Prevert'i seven birinin aracılığı ile. Çok yaşayın. Ben şimdi gidip 1-2 Prevert şiiri okumak istiyorum bu yazının üstüne. Size de kocaman sevgiler yolluyorum...

Bugday Tanesi dedi ki...

Çok hoş bir gezi olmuş,insanı fotoğraflara bakarken bile evin canlılığını hissediyor. Bir sürü düşünce ve kelinme uçuşuyor sanki havada. Paylaşım için teşekkürler.

pelinpembesi dedi ki...

Sayende Prevert havası aldık.Nasıl şirin yerler,köy.Kamelyalarda sizin oralarda açmış bile.ilginç burda daha kar bile yağmadı ama benim bahçedeki kamelyam açmadı..

nalan dedi ki...

tadına doyum olmadı okurken.
avrupa birliği böyle istiyor diye okkalı yalanlar atıp biizm memleketi betona çeviren gerzekler şu resimleri görse, bizi de salak yerine koymaktan vazgeçse...
bak sinirlerim zıpladı gene.

Unknown dedi ki...

Beste, siire hep uzaktan imrenerek baktim ama hala yaklasma cesareti bulamazken bugunlerde heryerde karsima cikiyor :-) Seytanin bacagini ne zaman kiracagim cok merak ediyorum, birazdan gidip inceleyecegim fakat burada asil soylemek istedigim birsey var, ben coook eskiden 90 yasima bile gelsem fransizca ogrenecegim diye soz vermistim kendime, sirf sevdigim yazrlari kendi dillerinden okuma ayricaligina kavusabilmek icin! ve amerikaya yerlestikten sonra, daha cok ingilizce kitap okumaya baslayip ceviri kitaplara dokunmaz oldum ve tekrardan su fransizca ogrenme isini dusunmeye basladim.
Demek istedigim, bu yaziyla, hem siir konusunda hem de fransizca ogrenme konusunda bir hatirlatma yapmis oldun, yarin obur gun 'bestecigim, su fransiz sairi gordunmu, ne guzel seyler yazmis, mutlaka kitabini edinmelisin....' diye e-mailler alirsan bilki sebeplerden birisi sen olacaksin.

Insallah dimi? hehehehe

sevgiler

gülfem dedi ki...

ne güzelmiş, hem Pazar gezintisi hem de bu şiir.. Türkçesini okumuştum ama orjinalinin tadı başkaymış. Paylaştığın için teşekkürler. Yarın görüşürüz :)

Esin Bozdemir dedi ki...

Sevgili Besteciğim,
İşte bu kadar olabilir dedim daha postun sayfama düşer düşmez!çünkü ben gün boyu kafamı bu ünlü şair ve sennariste yorarken senden gelen haftasonu gezisine yönelik yazınla şaşkınlığım daha fazla arttı...

Ve hatta sana Kahvaltı şiirinin Türkçe çevirisini bulamadığını söylediğin için gönderme bile yaptım ama ne yazık ki hemen yorum bırakamadığım için geç kaldım sanırım...ama aynı zamanda da sevindim...sanatçıyı sevenler meğer tahminimden çokmuş:)

Bu güzel paylaşım için sana çok teşekkür ederim sevgili besteciğim..

Dolu dolu birikimli, keyifli ve hep neşeli günler dilerim...

Sevgilerimle...

yuzey dedi ki...

gittin ya, seni kaybettim mi kazandim mi karar veremiyorum, tesekkurler :)

nevin dedi ki...

Beste'cim, nefesini tutarak bir arya dinlersin de bitince derin bir nefes alirak Ahhhh!! dersin ya.. inan abartmiyorum, bu paylasim bana bu duyguyu yasatti. Sana ne kadar tesekkur etsem azdir.. cok cok tesekkurler sevgili Beste, harika bir paylasim..

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Besteciğim,
Dün yazına şöyle bir göz atıp, geniş zamanda okuyayım diye bırakmıştım.
Şimdi ne iyi etmişim diyorum, öyle iyi geldi ki, anlattıkların, fotoğraflar ve şiir!
Sağol. :))

Sizin mimoşlar erkenci, bizimkiler son soğuk havadan olsa gerek daha ortaya çıkamadılar, "adanın mimozası bunlar hanım!" diye ünleyen yok henüz iskelelerde...
:)

kekvekahve dedi ki...

Beste'ciğim ne mutlu sana. Bizimle paylaştığın için bu şiire erişmemize yardımcı olduğun için çok teşekkürler.

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Sevgili Beste !
Sevgili Esmir hanımın yazısından gelip okudum yazını. Çok temiz duru anlatmışsın hissettiklerini. Fotoğraflarda çok güzel.
Anlattığın yerde uzun yıllar yaşadım. Bana adam olmayı Petit Prince olabilmeyi öğreten kadınla sık sık giderdik. Hatıraların canlanması açısından da yazına ve sana teşekkür ederim. Yanılmıyorsam o büyük naif şair evinin yol üstünde olan bir chapell in bahçesinde dinleniyor sonsuzluk uykusunda.
Bana Petit Prince olmayı öğreten kadın bana Jacques Prévert in bir kitabını hediye etmişti. Hala duruyor. Oradan Jacques Prévert in bir şiirinden bir giriş hediyem olsun sana..

ÇİÇEK DEMETİ
Napıyorsun orda küçük kız
Yeni koparılmış bu çiçeklerle
Napıyorsun orda genç kız
Bu kurumuş çiçeklerle
Napıyorsun orda güzel kadın
Bu solan çiçeklerle
Napıyorsun orda yaşlı kadın
Bu ölen çiçeklerle


Sevgilimi Bekliyorum


Sevgiler Olsun ve Kimse Beklemesin..

minimalist dedi ki...

çok güzel bir gezi. Sevdiğin bir şair ne hoş anlatmışsın duygularını katmışsın zaten ve çok belli hayranlığın. Şair baba'nın evi de muhteşemmiş. Paylaşımın için teşekkürler...

Müge dedi ki...

Besteciğim, bu harika gününü güzel fotoğrafların ve sözcüklerinle bizlerle paylaştığın için çok teşekkürler! "Déjeuner du matin" Jacques Prévert'in bence de en güzel şiiri!

Selamlar, sevgiler,

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin